Tuesday, January 06, 2009

Rusya Pazarında Zeytin-Zeytinyağı



Rusya Pazarında Zeytin-Zeytinyağı

M.Hakkı Yazıcı
e-posta : mhyazici@gmail.com




Rusya’da zeytin-zeytinyağı var mı?

Bir süredir Moskova'da yaşıyorum ve utanarak yazıyorum; ben de evimde ne yazık ki markette bulabildiğim İspanyol, İtalyan, Yunan zeytin ve zeytinyağlarını yiyorum.

Zeytin ve zeytinyağı ticareti ile ilgimi de bunun ülkemizde emek verenler için kazançlı bir noktaya geldiğine inandığım zamana kadar askıya aldım; ilgimi daha çok yazmak ve araştırmak düzeyinde sürdürüyorum.

Hemen dudak bükmeyin; geçen sene devam ettiğim iki aşamalı zeytinyağı tadımı eğitiminin deneyimiyle tattığım Rusya’daki marketlerden satın aldığım bu zeytinyağları hiç de fena değil; ancak yine de burada bulabildiklerim bizim Körfez zeytinyağlarının ve sofralık Gemlik zeytinimizin yerini tutamaz. Galiba memleket hasreti bende en çok bu konuda kendisini gösteriyor.

Keşke bizim güzelim ürünlerimiz de raflarda hak ettiği yeri alabilse.

Bu beni üzüyor, ancak bu duyguyu herkesin paylaştığını da sanmıyorum.

Görebildiğim kadarıyla bizim dünya pazarlarını anlayıp, iş yapabilmemiz için daha bir kaç fırın ekmek yememiz gerekecek. -Keşke onca ekmeği zeytinyağına banarak yesek ve hiç olmazsa iç tüketimi arttırsak.

Bütün Rusya için konuşamasak bile Moskova çok zengin bir şehir. Dünyanın en görgüsüz ve ölçüsüz zenginleri burada… Zeytinyağı da burada çok prestijli bir ürün ve tanınıyor. Rusya'da da bütün dünyada olduğu gibi margarin, sabun, güzellik müstahzarları gibi bazı ürünler, zeytinyağı imajı ile pazarlanıyor. Rusların çok tükettikleri mayonez üretimi yapan bir firmanın ambalajlarında bunun zeytinyağı kullanılarak imal edildiğini anlatan zeytin resimleri var.

Hemen her markette zeytin ve zeytinyağı var; bazen promosyonu bile yapılıyor.
Yılbaşı arifesinde gezinirken Kremlin’de Lenin’in Mozolesinin hemen karşısında bulunan GUM Alışveriş Merkezi’nin içindeki gurme marketi Gastronom’un orta yerinde kurulmuş muhteşem zeytinyağı standını inceledim. Gözlerim boşu boşuna aradı; ancak ne yazık ki bir tek şişe bile Türk zeytinyağı yoktu.
Kimse kusura bakıp alınıp kızmasın, benim şahsi düşüncem Moskovalıların zeytinyağını Erzurumlulardan, Konyalılardan, Kayserililerden, Trabzonlulardan daha fazla tanıdıkları ve tükettikleri… Ancak ne yazık ki Türklerin kurdukları Ramstore’larda bile Türk ürünü yok. Hem de Rusya burnumuzun dibinde olmasına ve navlun avantajımız bulunmasına rağmen.

Bu, tamamen dünya fiyatları ile piyasaya güçlü bir şekilde girememekle ilgili.

İşte böyle... Ne yazık ki biz hala iç kavgalarla uğraşıp burnumuzu dışarı çıkaramıyoruz.


Rusya perakende pazarı

Rusya pazarını küçümsemek safdillik olur. Özellikle 90’lı yıllardan sonra hızla büyüyen ve gelişen bir Rusya’dan bahsediyoruz.

Gelgitlerle dolu kriz zamanlarında kesin rakamlardan söz etmek çok doğru olmasa da yaklaşık bazı göstergelerle Rusya pazarına bakacak olursak ne kadar önemli olduğunu anlarız.

Economist Intelligence Unit tarafından hazırlanan rapora göre Rusya şu anda dünyanın en büyük on ikinci büyük perakende pazarı konumunda. Bu araştırmaya göre 2002 yılında 112 milyar ABD doları seviyesinde olan perakende pazarı sektörü hacmı 2004 yılında 190 milyar ABD dolarına yükselmiştir.

2010 yılında 450 milyar ABD dolarlık perakende pazarına sahip olması öngörülen, şu anda 270 milyar ABD dolarlık pazara sahip Rusya`da benim yaşadığım Moskova, sadece 68 milyar ABD doları ile önemli bir paya sahip.

Financial Times gazetesinin yaptırdığı araştırmaya göreyse Rusya’nın 2020 yılında Almanya’yı bile geçerek, Avrupa’nın en büyük perakende pazarına sahip olacağı, 2004 yılında 224 milyar ABD doları olan gıda, giyim ve dayanıksız tüketim mallarını kapsayan “grocery” sektöründe 2020 yılında 637 milyar ABD dolarlık bir büyüklüğe ulaşacağı açıklanmıştır.

Rusya perakende pazarı, 2000 yılından beri yılda yaklaşık % 11 oranında büyüyerek gelişmektedir.

Renaissance Capital tarafından yapılan “Future of Russia’s Consumer Sector” araştırmasına göre, Rusya’da 2010 yılında satın alma gücü paritesine göre kişi başına harcanabilir gelir düzeyinin 10.550 ABD dolarına ulaşacağı beklenmektedir.

Rusya perakende pazarında Alman Metro (Metro, Cash&Carry, Real), Fransız Auchan önemli bir mağaza ve pazar payına ulaşmıştır. 1997 yılında, Moskova’da ilk Ramstore mağazasını açarak süpermarket-hipermarket sektöründe yabancı sermayeli girişimciliğin öncülüğünü yapan Türk Ramenka ise bu mağazaların önemli bir kısmını Fransız Auchan’a satarak sektörün liderliğini ne yazık ki yitirmiştir.

Rusya zeytin-zeytinyağında da önemli bir pazar

Türkiye’nin son iki senedir trajik bir şekilde gerileyen zeytin-zeytinyağı ihracatında toparlanıp atak yapabilmesi için hedef pazarlarını iyi belirlemesi gerekmektedir.

Süregelen koşullarda, AB ülkelerine ihracat yapabilmek için, zeytin üreticisi hemen her ülkeye verilen kotalardan her ne hal ise yoksun olan; zeytin üreticisi AB ülkeleri ve kotaya sahip AB üyesi olmayan diğer ülkelerle adil olmayan bir rekabete zorlanan Türkiye’nin ancak olağan dışı iklim koşulları sonrasında, kıtlık senelerinde malının talep edilir olacağını bilmek için biraz gerçekçi olmak yeterli...O da markalı-ambalajlı değil, dökmeci olarak…Bu gidişle çok yakın bir gelecekte ihracatta ancak Tunus’un dökme zeytinyağı tedarikçisi olabilirsek kimse şaşırmasın.

AB’den kota edinme mücadelesini bırakmadan, kararlı bir şekilde verirken alternatif pazarlarda yer edinmek çabası da sürdürülmelidir. AB ile vakit kaybetmek yerine ABD, Kanada, Çin, Japonya ve Rusya gibi pazarlara gereken önem verilmelidir.

145 milyon nüfusu bulunan, kişi başına düşen milli geliri ortalama 5 bin 260 dolar olan Rusya`da kişi başına düşen zeytinyağı tüketiminin de eğitim ve refah seviyesinin yükselmesine paralel olarak her geçen gün artması bekleniyor.

Zeytinyağı tüketiminde yüzde 78 ile İspanyol yağları birinci sırada yer alıyor. Pazarda İtalya, Yunanistan, Tunus ve Suriye zeytinyağları da hatırı sayılır oranda bulunuyor.

2005 yılında Rusya`nın yıllık ithalatı 6 bin ton iken Türkiye`nin Rusya`ya yaptığı zeytinyağı ihracatı 220 tondu. Bunun 150 tonu Tariş tarafından yapılan ihracat idi.

Rusya, Uluslararası Zeytin-Zeytinyağı Konseyi (IOOC) verilerine göre son yıllardaki zeytinyağı ithalatı 14 bin ton, sofralık zeytin ithalatı ise 90 bin ton civarında olmasına ve bu miktar 145 milyonluk bir ülke için henüz çok az olmasına rağmen önemsenmesi ve stratejik bir pazar hedefi olarak değerlendirilmesi gereken bir ülke.

Bazı fiyat bilgileri

Fikir edinmek isteyenler için Ocak 2009 başında Moskova’da çeşitli marketlerde not aldığım sızma zeytinyağı fiyat bilgilerini paylaşmak istiyorum:

Maestro de Oliva ( İspanya ), 1 Lt. tenekede, 312,09 Ruble,
Carbonel ( İspanya ) , 1 Lt. tenekede, 305,78 Ruble,
Terra Delyssa (Tunus ) , 1 Lt. cam şişede, 269,10 Ruble,
İliada (Yunanistan ) , 1 Lt. cam şişede, 476,90 Ruble,
Filippo Berio ( İtalya) , 1 Lt. cam şişede, 349,90 Ruble,
Monini ( İtalya) , 1 Lt. cam şişede, 387,90 Ruble,
La Espanola ( İspanya ) , 1 Lt. cam şişede, 424,90 Ruble,
La Espanola ( İspanya ) , 0,75 Lt. cam şişede, 293,79 Ruble,
Terra Delyssa ( Tunus ) , 0,75 Lt. cam şişede, 222,90 Ruble,
İliada ( Yunanistan ) , 0,75 Lt. cam şişede, 237,90 Ruble,
Borges ( İspanya ) , 0,75 Lt. cam şişede, 314,90 Ruble,
La Espanola ( İspanya ) , 0,5 Lt. cam şişede, 204,79 Ruble,
Borges ( İspanya ) , 0,5 Lt. cam şişede, 227,79 Ruble,
Bertolli ( İtalya ) , 0,5 Lt. cam şişede, 234,90 Ruble,
Carapelli ( İtalya ) , 0,5 Lt. cam şişede, 331,50 Ruble,
Gae ( Yunanistan ) , 0,5 Lt. cam şişede, 269,50 Ruble.

Fiyatları Türk Lirası cinsinden anlamak isteyenler Ruble cinsinden fiyatları 20’ye bölerlerse yaklaşık bir fikir sahibi olabilirler.
Fiyatlar, arasında görülebilecek değişkenlikleri pazarlama politikalarına bağlamak doğru olur sanırım.

Türkiye’nin Rusya pazarındaki zeytin-zeytinyağı pazarlama serüveni

Zaman zaman basında, örneğin Verde’nin Rusya’da ve Ukrayna’da temsilcilik açacağına, Ravika’nın ciddi kontratlar yaptığına dair haberler okuyup ümitleniyoruz.

Ocak 2007’de Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin, basına yaptığı bir açıklamada zeytinyağı pazarında yüzde 78 pay ile Rusya`da liderliği elinde bulunduran İspanya`nın tahtını sallamayı hedeflediklerini, önümüzdeki 10 yılda Rusya pazarının yarısını ele geçirmeyi planladıklarını açıklamıştı.

Bugün, üzerinden iki yıl geçtikten sonra, Moskova’da yaşayan, ihtiyaçları için her gün marketlerden alışveriş yapan biri olarak üzülerek yazıyorum ki Tunus dahil, İspanya, İtalya, Yunanistan gibi zeytin-zeytinyağı üreticisi ülkelerin ürünleri raflarda boy gösterirken Türkiye, önemli bir zeytin-zeytinyağı üreticisi ülke olmasına rağmen pazarda yok denilebilecek bir seviyede yer alıyor.

Tariş’in ürününe sadece Enka’nın henüz Auchan’a devretmediği Ramstore’lardan birinde, Novokuznetskaya’daki TOPTİM- Arkadia Alışveriş Merkezi’ndeki ( Hoş, TİM ve Odalar Birliği’nin ortaklaşa yaptırdığı bu ticaret ve alışveriş merkezi de Ruslara satıldı ya! ) mağazada, ancak boyu uzun olanların fark edebileceği raflardan birinde rastladım. O da yalnızca tek bir tozlu şişe...Onun da ne zamandır orada olduğu ve peroksit değerinden ne kadar yitirmiş olduğu ayrı mesele…

Tariş’in çabalarını hiçe saymak da büyük haksızlık olur. İngiltere`nin Harris mağazasında ürünleri satılan, İzmir ve İstanbul`dan sonra, yurtdışında ABD`nin Chicago kentinde ardından Kanada`nın Montreal şehrinde, Almanya’da `Ta-Ze` adı verilen butik mağazalar açan, dünyada 38 ülkeye ihracat yapan Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği, Moskova’nın en büyük iki alışveriş mağazasında `kiosk` adı verilen iki stand açmıştı.

Cahit Çetin, Rusya’da alım gücü ve eğitim seviyesinin yükselmesiyle büyüyen bu pazarda ilk yerleşen markaların büyük şans yakalanacağını düşündüklerini; Rusya`ya 34 çeşit mal ihraç ettiklerini ve en fazla sızma, erkence ve Milas ürünlerinin tercih edildiğini; 2007 yılında yüzde 5`ini hedeflediklerini, önümüzdeki 10 yıldaysa yüzde 50’yi hedeflediklerini söylemişti.

Bugün geriye bakıldığında eski günlerin aranır halde olduğu malum. Vardır bir sebebi…

Bunun sebepleri üzerine iki üç senedir dır “dir” kavgası yapılıyor. Kavga gürültü hoş olmayan bir şey bile olsa da, her kavganın sonunda bir çözüm olur. Uzun süren bu kavga artık bitse de çözüme ulaşsak; biz de dünya pazarlarında hak ettiğimiz yeri alsak.

Umudum sanıldığından çok daha zengin ve kaliteli ürünlerin talebinin olduğu Rusya'da bizim ürünlerimizin de pazarda en az diğerleri kadar yer bulması.

Rusların çok sevdiğim bir atasözü var:

“Umut, en son ölür.”



No comments: