Monday, February 11, 2008

Ve İşte Geldi Hasat Zaman


Ve İşte Geldi Hasat Zamanı…


M.Hakkı Yazıcı
mhyazici@gmail.com


Hasadımız Verimli Olsun…

Yaz bitip, sonbahar da yarılanınca, doğada yeşilin yerini alan başka renklerin dansı başladığında zeytin köylerinde bir tatlı heyecan, telaş görülür. Köylüler, hasatta kullanacakları ellerindeki malzemeleri; sepetlerini, kasalarını, yaygılarını, üç ayak merdivenlerini, sırıklarını, taraklarını, makinelerini gözden geçirir, onarırlar; işgücü eksiği varsa Ege köylerinde “tayfa” diye adlandırılan zeytin işçilerinin temini için uzak köylere gider, konuşur, anlaşırlar.

Yeşiline ihanet etmeyen ölümsüz zeytin ağaçları, tanrının insanoğluna armağanı olan meyvelerini vermeye hazırdır artık. Tabii ki zeytin köylüleri de…Hele hele verimli bir yıl yaşanıyorsa, fiyatların iyi olacağı umuluyorsa bu heyecana sevinç de karışır; umutlanılır, hayaller kurulur.

Bu yıl da bütün zeytin köylerinde, geçen sezonun hasadının hemen arkasından, zeytinlikler sürüldü, budama, aşılama, gübreleme, ilaçlama, sulama işleri yapıldı; bahardan itibaren ağaçların tomurcuklanması, somakların patlaması, çiçeklenmesi, tanelenmesi dikkatle izlendi. Taneler irileşmeye, yağlanmaya başladı. Ve işte geldi hasat zamanı…

Geçen senenin piyasa olumsuzluklarına, bu yıl yaşadığımız kuraklık felaketine rağmen iyi bir sezon yaşayacağımızı umuyor ve diliyoruz.

Hasat Süresi

Zeytin hasadı, yöresine, iklimine, senesine göre değişmekle birlikte genellikle Eylül ayı sonunda başlayıp, Şubat sonuna kadar sürer.

En önce sofralık yeşil zeytinler, arkasından erken hasat yağlık zeytinler, sonra siyah sofralık ve yağlık zeytinler toplanır.

Hasat şekli tercihi ister istemez hasat süresini de etkiliyor. Mekanik hasat teknikleri kullanılmadığında hasat süresi uzuyor. Mart ve hatta Nisan ayının sonuna kadar sarkabiliyor.

Hasatta en meşakkatli ve pahalı olan yöntem, en kaliteli ürünü almayı da sağlayan tek tek elle toplamaktır. Ancak bunun yerine, giderek daha yaygınlaşan, ağacı sallama, taraklama ya da sırıklama yöntemi kullanılıyor. Mekanik hasat yöntemleri yaygınlaşıyor.

En yüksek maliyet, hasat maliyeti

Üretim maliyetlerinin içinde en yüksek olanı hasat.... Zeytinin elde edilmesi sürecinde kullanılan işgücünün yaklaşık % 50’si hasatta kullanılır.

Maliyet yüksek olunca nihai zeytin fiyatları da yüksek oluyor haliyle…Zeytinimizin de, yağımızın da fiyatları, mekanik hasat tekniklerini kullanan diğer ülkelerin fiyatlarına göre yüksek oluyor. Üretimin tamamına yakını yurtiçinde tüketilemeyince, yarısından fazlası ihraç edilmek zorunda olununca sıkıntı yaşanıyor.

Hasadın şekli de, zamanı da önemli…

En yüksek maliyet unsuru olunca hasat önemli oluyor tabii ki…

Uygun olmayan şekillerde ve zamansız yapılan hasat, salamuralık zeytinlerde verim ve kalite, yağlıklardaysa yağ miktarı ve kalitesinde azalmaya neden olur.

Buna ek olarak yaprak ve sürgün kaybı alternansı artırmaktadır.

Zeytinin kullanım amacına göre hasadı yapılır. Yani Zeytin meyvelerinin sofralık ya da yağlık olarak değerlendirilme amacına göre hasat zamanı farklılık gösterir..

Amacımız sofralık yeşil zeytin yapmaksa zeytinler, sarımsı-yeşil renge dönüştüğü, zeytin yeşilinden sarımsı yeşile döndüğü erken aylarda ( Eylül, Ekim aylarında ) toplanır. Bu dönemde zeytin taneleri normal iriliğini alır, sertliğini azıcık kaybeder.

Yok niyetimiz siyah sofralık zeytin yapmaksa daha geç bir zamanda ( Kasım, Aralık aylarında ) kararmanın zeytinin kabuğundan etine geçtiği zamanda toplanır.

Eğer zeytini yağlık olarak değerlendirecek isek ağaçta artık hiç yeşil kalmadığında toplanmalıdır. Bu dönemde zeytin taneleri sertliğini kaybeder, yumuşar; elle sıkılınca çekirdek kolayca ayrılır ve sap çukurundan meyvenin suyu çıkar, yağ oranı da en yüksek seviyeye ulaşır.

Yağda meyvemsi ve daha aromatik bir lezzet istenirse yeşil zeytinden de yağ elde edilir. Yeşil zeytinden elde edilen yağın asit derecesi daha düşük, ama biraz daha acı olur. Zeytinin yağ oranı da daha düşük olur..

Peki hasat nasıl yapılmalıdır?

Hasadın elle yapılanı, sırıkla yapılanı, elle kullanılan tarakla, mekanik çırpıcılarla, vibratörlerle, pnöm çırpıcı ve gövde sarsıcı makinelerle yapılanı var. Ancak hangi yolla yapılırsa yapılsın büyük emek ve özen gerektiriyor.

Ülkemizde hasadı yapılan zeytinin yaklaşık yarısı geleneksel yöntemlerle sırıkla, dörtte biri elle veya tarakla, kalan dörtte biri de mekanik yöntemlerle, makine ile toplanmaktadır.

Bu topraklarda binlerce yıldır tarımı yapılan zeytinin çiftçisine akıl vermek haddimiz değil. Bizimkisi biraz bilgi vermek, bu işe yeni heveslenenleri bilgilendirmek.

Zeytin hasadını hangi usullerle yapacağımızın belirlenmesinde kuşkusuz sahip olduğumuz ağaç sayısından, ağaç türüne, yaşına, arazimizin yapısına, dikim özelliklerine, imkanlarımıza, paramıza, zamanımıza, zeytinimizin türüne, hangi amaçla kullanacağımıza kadar pek çok unsur etkili oluyor.

Müşküleli zeytinci Halil Sargın çiftçinin takvimini şöyle sıralıyor :

“Nisan ayında budama, ağaç bakımı yaptık, ağaçlar tomurcuklandı, Mayısın ortasında çiçek açtı, Haziran ortasına kadar çiçek açmaya devam etti, Haziran sonu Temmuz başında çiçekler döküldü, Temmuz ortasında zeytin çekirdek bağlamaya başladı, Ağustosun sonuna doğru da yağ bağlamaya başladı. İnşallah Ekim sonunda hasat başlar, Ocakta da biter.”

Muhtemeldir ki geçen yıl hasat için gittiği tarlada zeytin merdiveninden düşen, bacak kemiği çatlayan Müşküleli Yılancılar'dan Müzel Kırkan abla, geçen sezon yaşadığı tersliğe aldırmadan yine zeytin toplayacak.
Müşküleliler, hasatta makina kullanmıyorlar. Sırıkla bile hasat yapılmıyor. Bir kuş yuvasından yumurta toplar gibi elle itinayla topluyorlar zeytini.

“Başka türlü de olmaz,” diyor Halil Sargın, “Boşuna mı çıkıyor Müzel abla zeytin merdiveninin tepesine?!..”

Babadan, dededen, nineden aktarılan deneyimlere sahip zeytin çiftçisinin uyarıları, önerileri de var:

-Hasadı ne ile yaparsak yapalım ağaçların dibine mutlaka yaygı serilmeli. Zeytin toprakla temas etmemeli; en azından toprakta uzun süre kalmamalı.

-Zeytini elle toplamıyorsak, mekanik usuller kullanmıyorsak bile, sırıkla ya da sopa kullanılarak, ağaçların dövülmesi suretiyle yapılan hasadın filizlere, genç sürgünlere zarar verdiğini, bir sonraki sezonun verimini düşürdüğünü, var yılı- yok yılı farklılıklarının artmasına neden olduğunu biliyoruz. Zeytini dövmemek, küstürmemek lazım.

-Sofralık amaçla zeytin toplanmasında dalları sıyırarak zeytin tanelerinin yere düşmesini sağlamak da zeytinin zedelenmesine neden olur. Bir kovaya, sepete ya da önlüğe toplanması, bunun için de merdiven kullanılması önerilir.

-Zeytinler, kullanım amacına uygun olgunlaşmadan toplanmamalıdır.

-Sofralık yeşil zeytin için toplanan zeytinlerde işletme özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır.

-Eğer maliyetleri düşürmek için yeni tesis edilecek zeytinliklerde mekanik yöntemler kullanılacaksa mekanik hasada uygun ekim yapılmalıdır.

-Mekanik yöntemlerin yanlış uygulamaları da zedelenmeye neden olur.

Kuşkusuz hasadın elle, seçerek yapılanı en makbul olanı…Peki, ama ya ekonomisi!?

Kalite ile verim hep birlikte olamıyor. Her şeyde aynı olan bir kural var: Kalite arttıkça verim düşüyor.

Zeytincilerden dostluğunu, desteğini hiçbir zaman esirgemeyen TİM (İhracatçılar Meclisi ) Başkanı, Zeytindostu Oğuz Satıcı, geçen sene Ayvalık Hasat Şenliği’ne katılmış, sevgili Mehmet Süner’e ait zeytinlikte sırtta batarya ile taşınan elektrik motorlu vibratörü kullanarak zeytin toplamış, "Sırıklarla döverek zeytin topluyoruz. Ancak son zamanlarda makinelerle toplama işlemi yapılıyor. Sırıkların zeytin dallarına zarar verdiğini herkes biliyor. Bu geleneksel zeytin toplama işlemlerinden vazgeçip modern hasat yöntemlerini denemeliyiz," demişti. Tabii ki Oğuz Satıcı’nın muradı, 100 milyar ABD Dolarını aşmak üzere olan, rekor üstüne rekor kırılan ülkemiz ihracatında zeytinin yanı sıra, zeytinyağında kan kaybının son bulması, yükselişe geçmesi, hak ettiği değere ulaşması.

Zeytinin sırıkla dövülerek toplanması, rekoltenin yanında zeytinin, zeytinyağının kalitesini de düşürmekte, imajımızı da olumsuz etkilemekte.

Zeytindostu Derneği Genel Sekreteri Zafer Özer, “Zeytinyağı kalitesine, zeytinin olgunluk derecesi yüzde 50, hasat tekniği yüzde 30, saklama şekli ise yüzde 5 oranında etkide bulunuyor. Bu nedenle Türk zeytin ve zeytinyağının sadece yanlış hasat yüzünden uğradığı kalite ve imaj kaybı ciddi boyutlara ulaşıyor,” diyor.

Küçük küçük zeytinliklere sahip pek çok çiftçinin makine almasına değecek ağaç varlığı ve arazisi yok. Hepsi hepsi birkaç yüz ağaca sahip çiftçinin zeytinden, zeytinyağından kazanabildiği para, işçi tutmasına bile yetmiyor. Aile içinde işi hallediyorlar… Zeytincilerin çoğu kolları sıvayıp, karısı, çocukları, annesi, babası el ele verip hasatlarını yapıyorlar. Hele hele makine alacak kadar harcama yapmalarına hiç imkan yok.

Ama bizim köylümüzün imece geleneği var. Ortaklaşa alacakları makineleri müştereken kullanabilseler maliyetlerini çok aza indirirler.

Maliyetin düşmesi demek piyasa fiyatları ile rekabet edebilmek, daha fazla para kazanmak demek.

Zeytinyağında geçen senenin zeytin fiyatları ile dünya piyasalarında rekabet edebilmek mümkün değil. O maliyetlerle yağ temin edildiğinde yağınızı satamıyorsunuz. Zaten iç piyasa tüketimi de az. Zeytinyağı tüccarı, “yağım var, ama satamam; zira çok yüksek maliyetim var”, demek durumunda olacaktır yine.

Çare ?!...En azından yağlık türlerde mekanik yöntemlere geçmek…

Ben sırık ile hasat yapıyorum, neden mekanik makine ile hasat yapayım karım ne olacak?

Mekanik hasat makinesi satan bir firmanın web sitesinde yer alıyor bu soru.
Firmanın satışını yaptığı makineler kullanıldığı zaman elde edilecek avantajlar anlatılıyor. Bu makinelerle hasat yapılırsa sırıkla kıyaslandığında asla elde edilemeyecek maddi ve manevi kazançların sağlanabileceği iddia ediliyor. Bunlardan bazıları şöyle sıralanıyor:
-4 veya 5 sırıkçı yerine, 1 sırıkçı kullanacaksınız. Böylelikle hem hızlı, hem de ucuza zeytin hasadı yapabileceksiniz. Günde ödenecek 4 sırıkçı yevmiyesi yerine 1 tane vereceksiniz. Günde ortalama 120 YTL yevmiye vermek yerine 30 YTL yevmiye vereceksiniz.
-Zeytinliğinizi yarıya vermeyeceksiniz. Kullanılan makinenin zeytin dökme kapasitesi, kullanım kolaylığı ve maliyeti zeytinliğinizi yarıya vermek yerine kendi işçileriniz veya kendiniz tarafından yapılmasını sağlayacaktır. Böylelikle zeytinyağından kazancınız daha ilk yılından 2 katına çıkacaktır.
-Zeytinliğinizi en kısa sürede hasat edeceksiniz. Bu da hasadınızı en uygun dönemde bitirip ağaçlarınızın erken kış döneminde dinlenme zamanına girmesini sağlayacaktır; böylelikle bir sonraki yılda ürün miktarınız artacaktır.
-Bir günde fazla miktarlarda zeytin hasat edip fabrikaya götürüp sıktıracak kadar zeytininiz olacak. Böylelikle ürettiğiniz zeytinyağı düşük asitli olacak ve zeytinyağınız ile daha karlı ticaret yapabileceksiniz.
-Sırıkla hasatta yaşanan zeytinlerin darbe görmesi ve patlaması tarzında zararlar olmayacaktır. Bu da fabrikaya gidene kadarki dönemde zeytine daha çok korunak sağlayacak ve düşük asitli zeytinyağı elde edebileceksiniz ve zeytinyağınız ile daha karlı ticaret yapabileceksiniz.
-Makineli hasat kullanım olarak sırıktan çok daha kolaydır. Kullanıcıyı yormaz, sarsmaz. Çok engebeli arazilerde sırığın bile sallamasının zor olduğu zeytinlerde rahatlıkla kullanılabilir.
-Her şeyden önemlisi zeytinlerinize sırıkla verilen hasarı dal, filiz kırmaya son vereceksiniz. Veriminiz artacak ağacınız her yıl ürün verecek ve zeytinyağınızdan daha çok para kazanacaksınız.

Değerli Bir Bilimsel Çalışma…

Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri Bölümü öğretim görevlisi Yrd.Doç. Dr. Eşref Işık ve Öğr. Gör.Dr. Halil Ünal, “Mekanik Titreşimli Zeytin Hasat Makinesinin Performans Değerlerinin Belirlenmesi” başlıklı bir bilimsel çalışma yapmışlardır.

Bu çalışmada yer alan bilgilere göre:
“Zeytin üretim mekanizasyonunda en fazla işgücü gereksinimi duyulan işlemlerin başında hasat gelmektedir. Klasik hasat yöntemleri büyük ölçüde insan işgücüne dayanmakta ve hasadın kış aylarına rastlaması hasat işlerini zorlaştırmakta ve hasat veriminin düşük olmasına sebep olmaktadır. El işçiliğindeki artışlar ve hasat döneminde işçi bulma güçlükleri de günden güne artmaktadır. Bundan dolayıdır ki işçilik ücretleri nedeniyle yüksek bir maliyet oluşmaktadır…

Özellikle hasat işleminde kullanılmak üzere, bölgelerin arazi durumlarına uygun zeytin hasat makinelerinin geliştirilmesi, üretilmesi ve kullanılmasının yaygınlaştırılması, işlem maliyetlerinin düşürülmesi açısından yüksek derecede öneme sahiptir. Hasatta mekanizasyona geçiş, yaklaşık 3-4 aya yayılan ve zaman zaman hava koşullarının olumsuzluğu ile uzayan ve verim kaybına neden olan zeytin hasat süresini de azaltacağından olumlu etkiye sahip olacaktır….

Bu çalışmada materyal olarak eksantrik mekanizmalı titreşimli zeytin hasat makinesi kullanılmıştır…

Sonuç olarak, makine ile hasat yönteminin maliyet ve kapasite açısından, elle hasat yöntemine göre 6,5 kat daha üstün değerler ortaya koyduğu görülmüştür. Bu nedenle son yıllarda önemle üzerinde durulan ağaç başına verimin artırılarak maliyetlerin düşürülmesi, ancak makineli hasat uygulamalarıyla mümkün olacaktır.”

Özetle;

“Yapılan çalışma sonucunda, zeytinin el ile hasadında ortalama 21,91 kg/adam h’lik kapasite değeri, makine ile hasadında ise ortalama 147,91 kg/h’lik kapasite değeri bulunmuştur. Ayrıca makine ile hasatta birim ürün başına maliyet 0,023 $/kg olarak belirlenirken, bunun el ile hasadında 0,150 $/kg gibi yüksek bir değere çıktığı belirlenmiştir…”

HAYDİ HAYIRLI HASATLAR !...

Ürünümüzün ağaç verimi yeterince yüzümüzü güldürmüyorsa bile en doğru hasadı yaparak açığımızı kapatalım… Biraz daha dikkatli ve gayretli olalım… Buna hem bizim, hem de yaşadığımız güzel ülkenin ihtiyacı var.

2 comments:

Unknown said...

Gerçekten çok güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık. Fakat günümüzde profesyonel hasat makinaları ile zeytin, ceviz ve badem gibi bir çok ürün hasat edilebiliyor. Buyrun: https://youtu.be/ttoOCAZcplQ

Batuhan kenan korkmaz said...

S a bende zeytinler alakalı makale hazırlıyorum..
https://akilliasistan.blogspot.com