Wednesday, April 09, 2008

Zeytinimiz-Zeytinyağımız Dünya Vitrininde


Zeytinimiz-Zeytinyağımız Dünya Vitrininde

M. Hakkı Yazıcı
mhyazici@gmail.com

Kaynak: Z&Z Dergisi 
10. Sayı (Nisan-Mayıs 2008)

Sektörümüz, bütün sorunlarına rağmen yeni atılımlar peşinde; yeni dış pazarlar ve iç tüketimin arttırılması için yoğun çaba içinde.

Kuraklık, düşen verim, düşük rekolte, yükselen maliyetler, azalan ihracat rakamları, verilmeyen prim oranları derken sorunlar sıralamakla bitmiyor. Ancak “bu maçı alacağız, başka yolu yok!...”

Zeytin üreticisi mutsuzken zeytinler mutlu olabilir mi? Elbette ki hayır!... Keyifsiz iki zeytin tanesi, biraz havaları değişsin diye komşu zeytinlikteki akrabalarını ziyarete gitmek üzere yola çıkarlar. Kendi zeytinliklerinden komşu zeytinliğe gidebilmek için aradaki asfalt yoldan geçmeleri gerekmektedir. O sırada, aniden, yolun başından hızla gelen bir araba görünür. Kaçmaya çalışırlar. Ama çok geçtir; arabanın altında kalırlar.

Araba geçtikten sonra zeytin tanelerinden biri kendi gelir, diğerine seslenir:

“Hadi zeytin ezmesi, kalk gidelim.”

Şaka bir yana ürettiği zeytinyağının ancak yarısını tüketebilen ülkemiz, geri kalan yarısını ihraç etmek zorunda. Yani amiyane tabirle eli mahkum. Aynı şekilde dünyanın İspanya’dan sonra en büyük üreticisi olduğumuz sofralık zeytinimizi de…

Hal böyle olunca ihracat pazarlaması önemli olmakta. Kalitesinden zerre kadar kuşkumuz olmayan zeytinimizi-zeytinyağımızı tanıtmak, marka yaratmak, dünya vitrininde olmak, uluslararası fuarlarda boy göstermek gerekiyor.

İhracatımızın geldiği nokta


İş yaşamı, o meşhur ifadeyle, ülkemizin “70 cent’e muhtaç” olduğu yıllarda başlayan bu satırların yazarı, ihracatımızda geçen yıl 100 milyar doları aşan rakamları görebilmiş olmaktan son derece mutlu; ancak daha iyi şeylerin olabileceğine emin olduğundan yine de tatminsiz; biraz huysuz ve mutsuz…

Hele hele genel ihracatın arttığı bir yılda zeytin-zeytinyağı ihracatının düşmesinden ve içinde bulunduğumuz sezonda da düşme eğiliminin devam ediyor olmasından son derece rahatsız. Huysuz ve mutsuz, ama yine de umutsuz değil.

Bu satırların yazarı, okulunu bitirdikten sonra başlayan iş yaşamında çalıştığı kurumun işletmelerinin gereksinimi olan yedek parçaların ithalatı için açılan akreditifi müjdelediği ABD’li satıcıdan cevaben aldığı aşağılayıcı teleksin bir kopyasını hala saklamakta. Üç bakanlığın izni alındıktan sonra, aracı bankanın Merkez Bankası’na ilettiği başvuru sonunda akreditif açılmıştı. Ancak ilk sipariş yazışmalarının başlamasının üzerinden iki yıl geçmişti ve satıcı firma özetle, “yahu siz dalga mı geçiyorsunuz? Sipariş verdiğiniz günden bu yana dünya fiyatları en az iki kez değişti!” diyordu. Teleksi okuduktan sonra, masasında kös kös oturup, dış ticaretin, ithalatın, ihracatın ve memleketin genel sorunlarını düşünürken (-ki ülke yine karanlık bir süreçten geçmekteydi ) edebi iddiası olmayan, ancak manidar olan aşağıdaki dizeleri karaladı.

İHRACAT
Teleks tıkırdıyor,
Koşuyorum, ne geliyor, diye bakmaya.
Falanya’dan sevgi ve huzur talebi var.
Allah allah,
Nereden bulacağız şimdi, sevgi ve huzuru,
Üreticileri kimler, acaba,
Transit ticareti yapılabilir mi,İhracı lisansa bağlı mallar listesinde mi,
Yoksa belli bir merciin emrine mi bağlı?
Rejimi açıp bakıyorum,
Madde 2
Kanun ve kararnamelerle
İhracatı yasaklanmış mallar dışında,
Kalan bütün malların ihracatı,
İhracat rejimi çerçevesinde serbesttir.
Sevgi ve huzurİhracı yasak mallar listesinde,
Sevgi ve huzura olan büyük ihtiyaç nedeniyle,
İhracı yasak,
İthalat rejimine göre libere...
Daha değil internetin faksın dahi henüz haberleşme hayatına girmediği, yazışmaların teleksle yapıldığı; bankaların döviz pozisyonlarının bulunmadığı, bütün döviz transferi işlemlerinin uzun izin süreçlerinin sonrasında Merkez Bankası tarafından yapıldığı; çok katı bir dış ticaret ve kambiyo rejiminin uygulandığı bir dönemden söz ediyoruz. Bu olayın yaşandığı 1980 yılında sadece 2.9 milyar ABD doları olan ülkemizin ihracatı geçen sene 106 milyar ABD dolarlık gerçekleşmeyle rekora ulaştı. Bir çeyrek asırda ihracatımız otuzaltıbuçuk kere arttı: Yani ihracatımızın maşallahı var. Çok şey değişti, ama yine de bütün bu değişikliklere rağmen bir şeyler eksik hayatımızda. Farklılaşmış da olsa ülkemiz, siyasal, ekonomik, toplumsal sorunlarıyla başa çıkmaya çalışıyor. Yine sevgi ve huzura çokça ihtiyacımız var. Bu dizeler, belki de bu yüzden hala anlamlı.

Sevgi ve huzur, birbirimizi anlamak, birlikte iş yapabilmek, dayanışmak, başarmak için sektörümüzün de ihtiyacı olan şey.


Pazarlama becerimiz ne durumda ?

Pazarlama becerisi, Müslüman mahallesinde dahi salyangoz satabilmektir. -Ki zeytinimiz-zeytinyağımız, dünya pazarlarına iç rahatlığıyla sunabileceğimiz, yüzümüzü kara çıkartmayacağını bildiğimiz ender ürünlerden. Yeter ki dünya piyasalarının farkında olalım, ayak uydurabilelim, rakiplerimizle rekabet edebileceğimiz koşulları yaratalım, tanıtımımızı gereğince yapabilelim.

4. Pazarlama Zirvesi için İstanbul'a gelen konuşmacılardan Prof. Dr. Don Thomson dikkat çekici bir açıklamada bulunmuştu. Don Thomson, "Türkiye, dünyanın en kötü pazarlanan ülkesidir. Türkiye, gerçeğe dönüşmeyi ve var olmayı bekleyen bir fırsattır," demişti.

Bu açıklamaları aktaran, “ülkemiz pazarlama stratejisini gözden geçirmeli ve yeni pazarlama stratejileri hayata geçirmelidir,” diye yazan Mehmet Akif Çakırer, yazısında zeytin-zeytinyağı pazarının açık ara şampiyonu, rakibimiz İspanyolların yaptıklarından örnekler veriyor:

“İspanyolların yaptıklarını görünce insan ister istemez üzülüyor. Bizler domates para etmeyince yollara saçarken onlar işe yaramayan domatesleri domates festivalinde birbirlerine atarak kutluyorlar. Bizler kurban bayramında başımıza gelebilecek en kötü işin kurbanlık boğanın kaçması olduğunu düşünürken yine İspanyollar, San Fermin festivalinde sokaklara boğaları serbest bırakıp önlerinde de insanların kaçmalarını bekliyorlar. Ve inanır mısınız her iki festivali görmek için binlerce turist İspanya'ya geliyor. Bizim hiçbir ilçenin hatta ilin yapamadığını İspanya’nın ilçeleri yapabiliyor. Bizim bilmediğimiz yerelin pazarlanmasını onlar dünya ölçeğinde yapıyor.

Peki bunu nasıl yapıyor İspanyollar:

1- Medyayı iyi kullanıyorlar.
2- Yereli pazarlarken statükocu düşünmüyorlar.
3- İşi eğlenceli hale getiriyorlar.
4- En kötü durumda bile para kazanmasını biliyorlar.
5- Kolay yolu değil, zor olanı tercih ediyorlar.
6- Dünyada kimsenin yapmadığını yapıyorlar.
7- Pazarlamayı memleket meselesi olarak görüyorlar.
8- Kesinlikle sıra dışı düşünüyorlar.
9- Pazarlamada eğlenceyi ve heyecanı iyi kullanıyorlar.

Peki bu bilgiler ışığında ne söylenebilir?

Kaymak Şenliklerini artık yerellikten kurtarmak gerekiyor. Anlık ve statükocu düşünmemeliyiz. Örneğin bu yıl Alanya ve Gazipaşa ilçelerinde, para etmediği gerekçesiyle 300 ton domates çöpe döküldü. Alanya’da 50 ton, Gazipaşa’da ise 250 ton domatesi satılmadığı gerekçesiyle çöpe atan üreticiler maliyeti bile kurtaramadıkları için ne yapacaklarını bilemiyor. Dere ve çay kenarları adeta domates çöplüğüne dönüşürken, seralarda bulunan domatesler ise alıcı olmadığı için çürümeye terk ediliyor. Böyle bir durumda sıradan bir İspanyol'un yapacağı son iş domatesleri çöpe dökmektir. İspanyol domatesi festivalde kullanıyor. Ve bunu görmek için insanlar o şehre akın ediyor. Sonuç olarak yerelin pazarlamasını bir memleket meselesi olarak görmeli bol bol beyin fırtınası yapmalıyız. Çünkü sıra dışı düşünceler ancak beyin fırtınasının sonunda çıkar."

Bundan yola çıkarak Dünya tarımsal ürün ihracatına baktığımda başı Hollanda'nın çektiğini görüyorum...


Hollanda'nın nüfusu ne kadar?
On altı milyon.
Yüzölçümü ne kadar?
Otuz dört bin kilometre kare.. Hap kadar.
Tarımda kaç kişi çalışır?
Altı yüz bin...
Hollanda'nın toplam ihracatı ne kadar?
İki yüz seksen milyar dolar..
Toplam ihracat içinde tarımın payı ne kadar?
Altmış milyar dolar.”


Fazla söze ne gerek. Durum ortada…

Zeytin-Zeytinyağı muhtemeldir ki, sadece tüm Akdeniz havzasında üretilip, küresel pazarda tüketilen ender ürünlerdendir. Zeytinyağı ticaretinin gelişmesindeki anahtar faktör kuşkusuz talepteki artış olacaktır.-Ki artan sağlıklı beslenme ve kaliteli ürün tüketme eğilimleri talebin giderek artmasını sağlamakta. Toplam talep, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde artmaya devam edecektir. Geleneksel tüketici durumunda olan Akdeniz havzası ülkelerinin haricinde de yükselen bir değer olan zeytinyağına talep çoğalmaktadır.

Bu tüketim artışı, bir ölçüde ülke bazlı tanıtım etkinliklerinin gücüne bağlıdır. Ancak artma eğilimi gösteren tüketime ve dolayısıyla talebe hazırlıklı olanlar pazarda hak ettikleri yeri alabileceklerdir. Sadece üretim anlamında değil, pazarlama becerileri anlamında da…

Zeytinyağı tanıtımında Uluslararası Fuarların önemi

Kabul gören bir ifadeyle, pazar, her türlü mal ve hizmetin alınıp satıldığı ya da takas yoluyla el değiştirdiği yer olarak tanımlanmaktadır. Bu kavram çerçevesinde, semt pazarları, borsalar, fuarlar, sergi ve panayırlar, farklı ülkeler ile kişi veya kuruluşlar arasındaki değiş-tokuş faaliyetine konu olan alanlar pazarı oluşturur. Buna göre pazar; alıcılarla satıcıların serbest bir biçimde karşılaştıkları, kâr amaçlı ya da kâr amaçsız her türlü mal ve hizmetin alıcı ve satıcılar arasında değiştirildiği veya değişim fiyatının oluştuğu yer veya koşullar dizisi, şeklinde tanımlanabilir.

Bu, evinin haftalık erzak tedariki için semt pazarına giden Ayşe Teyze’nin pazarcı Halil’le olan ilişkisi için de böyledir; ABD’nin önemli restoran zincirlerinin tedarikçisi, toptancısı Mr. George’un Anatolive Fuarı’nda Türk zeytin-zeytinyağcıları ile sipariş öncesi görüşmeleri için de…
İster ulusal olsun, ister uluslararası olsun, ticaret fuarlarının günümüzde pazarlamanın en önemli araç ve işlevlerinden biri olduğu kuşkusuz.

Fuzuli’nin dediği gibi, “Dünya herkesin kendi malını sattığı bir pazar yeridir.” İhracat pazarlamasındaysa uluslararası fuarların çok önemli yeri olduğu malum. Uluslararası fuarlar, ihracatçılar için hem vitrin, hem de pazar yeri işlevini yerine getirirler. Satıcı ile potansiyel müşterinin doğrudan buluşma olanağı sağlanır. Artık şirketler, fuarlara sadece prestij sağlamaktan çok iş bağlantısı kurmak için katılıyor.

Ayrıca ticari fuarlar, genellikle belirli bir sektöre yönelik, ziyaretçileri konuyla doğrudan ilgili ve müşteri olabilme potansiyeli taşıyan kişi ve kurumlardan oluşmaktadır. Ve bu ziyaretçiler, genel olarak, fuarda almak istedikleri ürünle ilgili sunumlardan etkilenme eğilimindedirler. Bu yüzden de ihtisas fuarları daha büyük ilgi görüyor.

Unutmayalım ki fuarlar gezme tozma yerleri değildir; vakti, fırsatı iyi değerlendirip kendimizi kısa tarafından, en özlü, en çarpıcı tanıtmanın yollarını bulmalıyız, yoksa “biz leblebi diyemeden pazar savulur.”

Fuarlar, sadece potansiyel müşterilerle karşılaşma ve onların tepki ya da ilgilerini ölçebilme açısından değil, fuara katılan aynı sektördeki diğer rakip firmaları da görüp onların ürün, strateji ve pazar potansiyellerini karşılaştırmak açısından da çok yararlıdır. Yani rakipleri izlemek açısından da fuarlar önemli bir fırsat sunuyor. Bundan yararlanarak ürünle ilgili piyasa ve rekabet durumları belirlenebilir.

Başkaca fuarlar, acente ve dağıtım kanallarındaki aracılarla doğrudan bağlantı kurulmasına vesile olabilir. Böylelikle, ihracat olanakları yaratmaya çalışan bir şirket, ihracat kanallarındaki bu aracıları bulabilir.

İhracat olanakları arayan firmalar yönünden, ihracat yapabilen firmalarla karşılaşıp onların deneyimlerinden yararlanmak, fuarların hem eğitici, hem de teşvik edici yönlerindendir.
Her ne kadar zeytin-zeytinyağı sektörümüz ticari fuarlara gerekli ilgiyi henüz yeterince göstermiyor olsa da bu fuarlara katılmanın pazarlama açısından en düşük tanıtım maliyetleri arasında olduğu muhakkak. Ayrıca uluslararası ticari fuarlara katılımı teşvik için devletin sunduğu destek ve vergi muafiyetleri mevcut.

Zeytin-zeytinyağı sektörü birkaç yıl öncesine kadar genel gıda fuarlarında fark edilme çabası veriyordu. Ancak bugün artık sektör, tek çatı altında bir araya gelebildiği Anatolive ve Vinolive gibi önemli ihtisas fuarlarına sahip.

Zeytin - Zeytinyağı Sektörü 2. kez Anatolive çatısı altında bir araya geliyor

Anatolive Fuarı, zeytin-zeytinyağı sektörünün geçen seneki daha ilk buluşmasında geleceğe ilişkin umutlu, parlak bir tablo sunmuştu.

Bu yıl ikincisi gerçekleştirilecek Anatolive, dünyanın en önemli uluslararası zeytin-zeytinyağı fuarlarından biri olmak yolunda.

Zeytin ve zeytinyağı sektörünü tek bir çatı altında bir araya getiren ve bir ihtisas fuarı olma özelliğini taşıyan Anatolive, 17-19 Nisan 2008 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde sektör bileşenlerini ağırlayacak.

İhracat bağlantılarının yanı sıra yurtdışında işbirliği, bayilik, ortaklık, yabancı sermayeli yatırımlar yapmak için zemin hazırlamanın da mümkün olduğu Anatolive Fuarını geçen yıl toplamda 4 bin 405 kişi tarafından ziyaret ederken, 66 stantta, 84 ayrı firma ve markanın, toplamda 117 grup ürünü sergilenmişti.

Ezgi A.Ş. Fuarcılık tarafından, DTM (Dış Ticaret Müsteşarlığı), TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi), EZZİB (Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçılar Birliği)’nin stratejik destekleri ve Zeytindostu Derneği’nin partnerliği ile düzenlenen Avrasya Zeytin, Zeytinyağı ve Prosesleri Fuarı & Kongresi Anatolive, bireysel ve bölgesel katılımların yanı sıra verilen teşvik destekleri ile yoluna bir kat daha güçlenerek devam ediyor.

Zeytin ve Zeytinyağı sektörüne yönelik Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde düzenlenen bir toplantıda TİM Başkanı Oğuz Satıcı, yurtiçi ve yurtdışı tanıtımların önemine değinerek, Anatolive fuarının ulusal ve uluslararası tanıtımda bir kale gibi desteklenmesi gerektiğini belirtmişti.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde düzenlenen bu toplantıda TİM Başkanı Oğuz Satıcı’nın başkanlığında Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı sektörüne hizmet veren bölgelerin Ticaret ve Sanayi Odaları bir araya gelmişti. Satıcı, toplantıda sektörün ayakta kalması ve gelecekte uluslararası pazarlarda söz sahibi olması gerektiğini söyleyerek, “İç ve dış pazarda ürünlerimizin kabul görmesi için çalışmalar yapacağız. İç pazarda özellikle 17-19 Nisan 2008 tarihleri arasında Dünya Ticaret Merkezi’nde bu yıl 2’incisi düzenlenecek olan Anatolive fuarı 5-10 yıl sonra bölgenin sektörel merkezi olacak. Zeytin-zeytinyağı dünyasında bir iddiamız var ise mutlaka bu fuarı yaşatıp, geliştirmemiz, bu kaleyi sağlam tutmamız ayrıca Anatolive’i uluslararası tanıtımın bir öğesi olarak da görmemiz gerekiyor,” diye konuşmuştu.

TİM Başkanı Satıcı, “Anatolive bizim önem verdiğimiz bir fuar. Anatolive’in Asya-Avrupa-Afrika bölgesinde uluslararası bir ihtisas fuarı olmasını istiyoruz. Bu sektörden pay almak isteyen tüm bölgelerin bu fuara sahip çıkıp İstanbul ve yurtdışına taşıyacak şekilde güçlendirmesi gerekiyor. Ülkenin tümünü bir yerde kümelemek zorundayız,” diye görüşlerini açıklamıştı.

Türkiye'de varolan zeytin ve zeytinyağı potansiyelini yurtiçinde ve yurtdışında muhtelif etkinliklerle tanıtarak Türk zeytin-zeytinyağı sektörü ile endüstrisini ulusal ve uluslararası alıcılarla buluşturmayı hedefleyen Anatolive, bu yıl da sektörün gücünü göstermesi açısından önemli bir vitrin özelliğini taşıyor.

Sektörün gıdadan ayrı olarak bir ihtisas fuarı ile kendini özel olarak tanıtma şansına sahip olması Türk zeytin-zeytinyağı sektörünü uluslararası arenada da bir adım öne taşıyor. Özellikle firmaların kendi markalarını ve ürünlerini tanıtabilecekleri fuarda, kurumsal imajın pekiştirilmesi ve sektör içi iletişiminde sağlanabilmesi mümkün.

Fuarın en önemli amaçlarından biri olan uluslararası pazarlar ve uluslararası bağlantılar anlamında da önemli adımlar atılmakta. Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın (DTM) çalışmaları sonucunda fuara Türk firmalarının tanıtımı ve sıcak bağlantıların yapılması amacıyla hedef ülkelerden alım heyetleri de getirilecek.

Vinolive 2008- 5. Zeytin, Zeytinyağı, Şarap ve Teknolojileri Fuarı

Zeytin-zeytinyağı sektörünün dünya vitrinine çıktığı bir diğer önemli ihtisas fuarı da Vinolive.

İZFAŞ, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) ve İzmir'deki meslek odaları temsilcilerinin desteğiyle 29 Mayıs -1 Haziran 2008 tarihleri arasında Uluslararası İzmir Fuar Alanı'nda Vinolive 2008- 5. Zeytin, Zeytinyağı, Şarap ve Teknolojileri Fuarı'nı düzenleyecek.

Geçen yıl 5 bin 250 metrekare alan üzerinde düzenlenen fuara 133 firma katılmıştı.

Fuarın tanıtım toplantısında EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı Nedim Kalpaklıoğlu, sektör adına tarih yazdıklarını kaydederek, "Bölgemiz, zeytin ve zeytinyağı bölgesidir. Fakat ne hikmettir ki bu nimetleri tanıtma fırsatı olmamıştır. Türk zeytinyağını tanıtmak için fuarlara gittik. Bir yere gittiğimizde mal almak için gittiğimizde alıcı ona göre davranıyordu. Şimdi onlar gelsin, bizi yaşadığımız yerde görsünler istiyoruz," dedi. Sanayi, ticaret odası, borsa ve üniversitelerle yapılan görüşmelerde çok güzel bir işbirliği yakaladıklarını belirten Kalpaklıoğlu, Ege Bölgesi'ni, zeytin ve zeytinyağını tanıtmak istediklerini, bu amaçla Amerika, İspanya ve İtalya'dan da önemli alıcıları fuara getirmek istediklerini dile getirdi.Dünyada zeytin ve zeytinyağı sektöründe önemli bir oyuncu olabilmek için üretimin artırılması gerektiğini kaydeden Kalpaklıoğlu, Türkiye'de 200-250 bin ton olan üretim miktarının 750 bin tona çıkarılması gerektiğini ifade etti. UZZK Başkanı Dr. Mustafa Tan ise "üretimin teşvik edilmesini ve insanların zeytin ve zeytinyağı ile tanışmasını önemsediklerini" ifade etti. Tan, "Tıpkı ilk kurşunun İzmir'den atılması gibi bizim olan, bizden çıkan ve başka ülkeler tarafından baş tacı edilmiş zeytinyağını büyük hedeflere yürütmeye kararlıyız," dedi. Fuar kapsamında, Kimya Mühendisleri Odası'nın sekreteryasını üstlendiği Vinolive Sempozyumu da düzenlenecek.

Sektörümüze hayırlı, başarılı fuarlar diliyoruz !...

“Kör pazara varmasın, pazar körsüz kalmasın” demeden kaliteye her bakımdan önem veren önemli organizasyonlar olmasını arzu ediyoruz. Beklentimiz her iki fuarın da katılan firmaların niceliksel ve niteliksel çokluğu, sergilenen ürünlerin kalitesi, organizasyonunun mükemmelliği ile gelenekselleşme yolunda önemli adımlar atan başarılı buluşma noktaları olması.

Önce zeytin-zeytinyağı sektörümüzün, sonra da alıcıların, özellikle de yabancı alıcıların hem Anatolive, hem de Vinolive fuarlarına gereken ilgiyi göstereceğini umuyoruz.

Pazar ola !..



4 comments:

Unknown said...

Ben Xavi Jude duyuyorum Merhaba herkes bu mektubu yaziyorum çünkü orada o geldi hiçbir umut oldu ve benim ailelerin düsük faiz orani ile bize kredi lider tarafindan canli hissettirmek düsündüm Aiicco sigorta kredi kredi sirketi benim ve aileleri için yaptiklarin için gerçekten minnettarim Eger herhangi bir tutarda kredi ariyor orada eger i ( xavigeradloanfirm@yahoo.com üzerinden e-posta size istiyorum yani ben orada gerçek kredi kredi var hala ama benim için sürpriz ben çok fazla zaman kaybetmeden benim kredi var oldugunu hiç düsünmemistim ) i Hepinize basarilar diliyorum .

Ilgilenenformunu doldurmak ve kredi transferi Tamam hemen devam etmek artik bize dönün.

Tam adi :: ............................
Mense Ülke'nin :: .......................
Kosulu :: ................................
Milliyet : .................................
Ev / Ofis Adresi :: .................
Kredi Miktari gerekli :: .......
Kredinin Süresi :: .................
Mobil Numara :: ...................
Faks :: .....................................
Aylik Gelir :: .........................
Meslek / meslegi :: .................
yil :: .......................................
Cinsiyet : ..................................
Devlet Maritain : ....................

Aiicco sigorta plc .

user1 said...

Güvenilir kredi teklif !!!

İşte mali sorun olanlar ve onların hayatında mali yükselme isteyenler için bir fırsattır, biz% 2 çok makul bir faiz oranı ile kredi vermek, finansal stres milleti yardım etmek için kredinin her türlü veriyoruz. Birçok acı ve ihtiyaçları çok işsiz ve bir iş başlatmak için mali yardıma ihtiyacım var, onların yaşam durumunu iyileştirmek için yardım, birçok onların faturalarını ve borcu temizlemek için mali yardıma ihtiyacı var. İşte şimdi sizin için akıllıca bir karar olduğunu. Bizim kredi teklifi dahil hiçbir teminat olmadığı anlamına gelir teminatsız kredi olduğunu.

Bir kredi arayan olarak aşağıda aşağıdaki kişiyle kredi için başvurabilirler.

Adı: Larry Perez
E-posta: businessfinances@hotmail.com


Saygılarımızla,
İş maliyesi.

WWW.IRF said...

Düşük faizli acil kredi teklifi, Yatırım kredisi? İşletme Kredisi? E-posta: dealae@usa.com

PlutoTrust said...

İyi günler ! kredi talep eden tüm değerli müşterilerimize hızlı bir bildirimde bulunmaktayız, şu anda uygun bir kredi faiz oranına sahip bir kredi planındayız.
İletişim:

creditcentercorp.usa@gmail.com